30 Ağustos 2012 Perşembe

Ey Vatan Gözyaşların Dinsin Yetiştik Çünkü Biz...

İlkokuldayken okul korosundaydım. Şimdi kutlanılması yavaştan yasaklanmaya başlayan bütün bayramlarımızda marşlarımızı söylerdik.

Biz Atatürk Gençleriyiz
İzmir'in Dağlarında Çiçekler Açar
Mülkiye Marşı
Yemen Türküsü
Gençlik Marşı
Çanakkale Marşı
Hoş Gelişler Ola


repertuarımızdan hatırladığım bazı marşlar. Marşların sözlerine dikkat ederseniz epey bir milliyetçilik duyguları görürsünüz. Ben bazılarının eleştirdiği eğitim sisteminde ilköğrenimimi tamamladım. Müthiş Kemalist bir öğretmenim vardı, sağolsun, Nermin Öğretmenim. Biri 'hocam' diyecek oldu mu, 'hoca camiide çocuğum' diyen öğretmenlerdendi kendisi.

Ben, hani diyorlar ya, komünist rejimlerdeki gibi tek tip öğrenci, tek tip ders ve tek tip doğruyla yetişen bireyler oluşturdunuz,  işte o nesil içinde büyüdüm.

Kendime bakıyorum da çok şükür ne bağnazım, ne gözümü kör edecek bir milliyetçilik damarım var. Büyüdükçe daha az tarafsız olmayı öğreniyorum çok şükür. Daha fazla empati yapmayı sonra. Ülkenin bugünkü halini sorgularken halkın ne denli önemli olduğunu, o halkın asırlardır küçümsendiğinden nasıl intikamını aldığını görebiliyorum şimdi. Ama yine bazıları gibi o halkı baş taçı yaptığını iddia edip sonra yine aynı halkı hem cahil hem aç ve sefil bırakmamak gerektiğini de biliyorum. Hep ondan olmuyor mu zaten, yokluk içindeki bünyeler çareyi kendine yakın olanı, en azından 5 yılda bir hatırlayanı dost bilmiyor mu? Bir de üstüne eğitimi gereksiz olduğu düşüncesini o bünyelere yedirdin mi tamamdır işte en büyük savaşı kazandınız demektir. İşte bunları düşünmemi, sorgulayıp anlamamı sonra da görmemi sağlayan o komünist dedikleri, tek tip dedikleri sistem yüzünden. (anlatım bozukluğu olduğunun farkındayım da bir zıtlık ancak bu kadar yakışır biz cümleye)

90 yıl önce savaştı, kazandı bu millet. Zafer Bayramı konuldu sonra o destanın adı.

Ne korkunçtur ki bu millet hala savaş halinde daha başka türlüsünden.


başka bir aşk istemez, 
aşkınla çarpar kalbimiz 
ey vatan göz yaşların 
dinsin, yetiştik çünkü biz. 

gül ki sen, neş'enle 
gülsün ay, güneş, toprak, deniz 
ey vatan göz yaşların 
dinsin yetiştik çünkü biz. 

bir güneştin bir zamanlar, ay kadar kaldındı dün 
dün bir ay'dın, sislenen boşlukta yıldızsın bugün, 
benzin uçmuş bak, ne rüyadır bu akşam gördüğün, 
ey vatan göz yaşların dinsin yetiştik çünkü biz. 

beklesin türkoğlu'nun azminde kuvvet bulmayan, 
sel durur, yangın söner elbette bir gün ey vatan. 
süslenir oynar yarın, dün ağlayıp matem tutan, 
ey vatan göz yaşların dinsin yetiştik çünkü biz.


Zafer Bayramınız kutlu olsun...



23 Ağustos 2012 Perşembe

Çöl Masalıdır Ayrılık

çöl masalıdır ayrılık çocuğum
kuma karışır, yol alır ayrılanlar çöle
kervanlar geçer.heybeleri kahırla yüklü kervanlar,tepinir dururlar yüreklerin hemen üstünde

aşk;
kocaman eksilmektir çocuğum
sen bunu upuzun trenler gibi düşün, trenler kadar büsbüyük bir eksilmek

gırtlağında ibrahim`in bıçağıyla yaşar sevdalılar
ama sen korkma. melekler var
ağrır birden geri teper çocukluktan kalma yaralar 
bak.. senin dizlerinde , benim kalbimde aynı yara var

tutamaz ayrılanlar hayatın rengarenk uçurtmasından
ama sen sıkı tut, bırakma sevincin pamuk ipliğinin ucundan


aşk;
şu kadar ölmektir çocuğum,sen bunu gökyüzü gibi düşün
minareler,kuleler gibi koskocaman

yekparedir insan sevmezden evvel. tamdır,eksilmemiştir henüz

sen bunu çarşıdan aldığın nar gibi düşün
bir tane. eve gelince hani bin tane
..tane tane,gez,göz,arpacık ve tetik ve parça parça

o tekerlemedeki nara döner ayrılanların yüreği
kan kırmızısı dökülmüş ,üstelik ömrü saçılmış

senin pencerene konan minimini bir kuştur aşk çocuğum
al yine de içeri ,ama üşüme
ve sonra unut onu
usul usul sızar sevdaya düşerken ayrılığın da zehri
sen bunu aynı anda bir havuzu dolduran iki ayrı musluk gibi düşün
yok yok kapatma gözlerinin vanasını..
bırak yağsın bulutlar
izin ver fırtınaya
nerdeymiş çocuğum.. hanimiş?hanimiş bulut..

bak asıl şimdi başlıyor tufan!

22 Ağustos 2012 Çarşamba

Gecenin Şarkısı - Sensiz Yaşamam 1970

Blogumda zaman zaman sevdiğim şarkıları paylaşmayı seviyorum. Aslında böylelikle bu eski ve çokça göz önünde olmayan şarkılarımı bir yerde listelemiş oluyorum.

   


Umarım siz de seversiniz.

19 Ağustos 2012 Pazar

Polyvore Tutkum

Son birkaç gündür tutkum Polyvore. Açıkçası bu platforma üye olalı 3 yıl olmuş. Olmuş diyorum çünkü sonradan fark ettim desem ne dersiniz :/. Polyvore moda bloggerları arasında senelerce çok popüler olsa da benim gibi ana konu modayla ilgilenmeyen ama kıyafetleri ve giyinmeyi seven insanlar için son zamanlarda oldukça popüler oldu.





Dilediğiniz gibi birçok kombini yapacağınız bu sistemde aslında kıyafetlerinizi nasıl daha uygun değerlendirebileceğinize karar verebiliyorsunuz. Bir ayakkabıyı, bir elbiseyi birçok farklı kombinle nasıl kullanabilirsiniz onu deneyerek görebiliyorsunuz.



KadınımMutlutum.com için kullandığım hesap ile yaptığım kombinlerden bazıları aşağıda. Tamamına bakmak için şurayı ziyaret edebilirsiniz.








15 Ağustos 2012 Çarşamba

Nefretle Lanetlenen Bir Ülke: Türkiye

Hiç bu kadar birbirimizden nefret etmemiştik sanırım. Laik'i dincisinden, dincisi dincisinden, Türk kendinden hiç bu kadar nefret etmemişti.

Birkaç gündür Ziya Öztan' ın yönettiği Turgut Özakman'ın senoryasını yazdığı TRT 1994 yapımı Kurtuluş belgesel filmini izliyordum. Bugün bitirdim. (İzlemek isteyenler için: [1][2][3][4][5][6] bölümler halinde linkledim.) Şu Çılgın Türkler' i okuyanlar bilir. Kahramanlık ve fedekarlıklarla dolu bir anlatım vardır, hikayeler insanın milliyetçi duygularını ayağa kaldırır. Seveni de var sevmeyeni de. Demek istediğim aklını yitimeden okuyan insan az çok fikir edinir o günlerle ilgili. Öyle bir savaş ortamındaki iki düşman ülkenin arasındaki ilişki inanın şu an kendi ülkemizde kendi vatandaşımızın arasında yok.

Ne günler Ya Rabb, ne günler.


Türkiye' deyken de gazete okumayı bırakmıştım. Resmen okuduğum her gün binlerce nefret haberinden dolayı. Şimdi de Twitter' ı açmaya korkuyorum. Herkes sinirli, herkes küskün herkes birbirine düşman.

Hep diyoruz ya birileri bir gün gelecek (Atatürk gibi biri gelecek bir gün diyenler var ya en gerici dinciden bile gerici bir düşünce olmakla birlikte evet var bunu söyleyen Kemalistler) Birilerini beklemek niye? Bugün ne yapabilirsek şu an biz yapabiliriz.

Ben yapabilirim.

Sen yapabilirsin.

O yapabilir.

Sonra biz yapabiliriz, siz yapabilirsiniz bir gün gelir onlar da yapabilir.

Yeterki aklı yitirmeyelim, saygıyı hiç bitirmeyelim aramızda!

Beni görmek demek behemahal yüzümü görmek değildir. Benim fikirlerimi, benim duygularımı anlıyorsanız ve hissediyorsanız bu kafidir... Gazi Mustafa Kemal Atatürk

Şu lafı anlayabiliyorsanız bu iş olur.



14 Ağustos 2012 Salı

Dünden Bugüne En Çok Kullandığımız Web Sitelerinin Görünümleri Nasıl Değişti?

İnternet bugün hayatmızın en önemli buluşu haline geldi. Her şeyi onun üzerinden yapıyoruz. Bugün daha da ötelerdeyiz hatta. Mobil kullanım oranı her geçen gün daha da artıyor. Daha az önce okuduğum bir yazıda eticaret sitelerinin trafiğinin %5' inin iPhone' dan sağladığını yazıyordu. Ne günler ne günler gelecek daha azizim!

Sebebi yazıma gelirsek eğer o çok kullandığınız web sayfalarının bundan seneler önceki görünümlerini sizler hatırlatmak. O kadar ki bu açılış sayfaları markalaşmalarının en önemli kriterlerinden biri bazılarınca.

Bakalım listemizde kimler var:

1- Yahoo!

Jerry Yang ve David Filo kankalar Stanford Üniversitesi elektronik mühendisliği bölümü mezunlarıyken kendileri için internette sevdikleri siteleri listelemek için bir site kuruyorlar. Adını da “David and Jerry’s Guide to the World Wide Web” koyuyorlar. 1994 yılının Nisan ayında “David and Jerry’s Guide to the World Wide Web” oluyor mu size Yahoo! Yahoo! 90'ların fenomen internet girişimi olarak akıllara kazınıyor. yahoo.com domaininin yaratıldığı tarih ise 18 Ocak 1995 olarak karşımıza çıkıyor. Peki nedir bu Yahoo! nun anlamı derseniz: “Yet Another Hierarchical Officious Oracle.”

Yahoo! nun ilk arayüzü





2- Google

Google, Larry Page ve Sergey Brin 1996 Ocak ayında yine Stanford Üniversitesi'nde doktora tezlerini hazırlarken yaptıkları bir araştırma projesi olarak başlıyor. Arayüz gerçekten çok basit çünkü Page ve Brin HTML bilmiyorlar ve hızlı bir tasarıma ihtiyaçları var. Bugün, Google 1 Aralık 2011' de yenilediği üstte siyah navigasyon bar eklediği ve drag-down yapılabilen son halini kullanıyor.

Google' ın ilk arayüzü




3- Facebook

Facebook, Mark Zuckerbeg Harvard' ta okurken oda arkadaşları Eduardo Saverin, Dustin Moskovitz ve Chris Hughes tarafından kuruluyor. 2004 Şubatında The Facebook' u yayına aldığında işlerin buralara geeceğini tahmin etmiyordu muhtemelen. Bu ilk hali dolayısıyla thefacebook.com da bulunuyordu. Ve Al Pacino' nun Facebook' u temsil eden yüz olduğunu görebiliyoruz logoda. Sene 2012' ye geldiğinde Facebook' un nasıl bir şeye benzediğini herkes çok iyi biliyor.

The Facebook arayüz




4- Twitter

Twitter mikro-blogging olarak tanımlanan ve kullanıcıların text gönderim, okumasını sağlayan bir sosyal medya aracı fikri ile ortaya çıkıyor. Jack Dorsey tarafından 2006 Martında yaratıldı ve Temmuzda' da yayına alındı. Twitter, bugün 300 milyonu aşan kullanıcı sayısıyla her geçen gün daha da popülerliği arttırıyor. 2009 Nisan ayında arama bölümü ve Trend Topic bölümleri ekleniyor. Twitter' ı bu kadar önemli kılan özelliği de şüphesiz şu an acaba neler oluyor fikriyle açıp bir haber alma servisi olarak kullanmamız. 

Twitter' ın ilk arayüzü






5- Blogger

Servis, Pyra Labs tarafından 2003 yılında Google' a satıldı. Blogger'ın  ilk tasarımı mavi. Hem de öldüresiye bir mavi :). 9 Mayıs 2004' ta arşivleme, yorum yapma, mail ile gönderme ve hazır tasarımları ile en büyük değişimleri ile tasarımı yenilenmiş.

Blogger'ın ilk arayüzü





6- My Space

Myspace, Specific Media LLC ve pop star Justin Timberlake' e ait bir sosyal network. My Space Beverly Hills merkezli olarak Ağustos 2003' te kuruldu. İlk tasarımına baktığımızda My Space'in oldukça sade bir tasarıma sahip olduğunu görüyoruz. 2007 ve 2008 yıllarında bir çok yeni özellikle yeniden tasarlandı. Yeni tasarımın çok daha çekici ve interaktif göründüğünü düşünenler varmış. Banaysa bir spsyel networkten ziyade daha çok bir müzik portalını anımsatıyor.

My Space'in ilk arayüzü





7- MSN

MSN anasayfasının ilk yayınlanması  20 Kasım 1995 tarihine denk geliyor. Tasarım Windows 95 ve internet explorerın ilk zamanlardaki hali gibi resmen. 2000 yılının Şubatında logoda ilk defa ortaya çıkan Kelebek zamanla en fazla bilinen logo halini aldı. 2004 yılına geldiğimizde ise tasarımın git gide daha renkli bir hal aldığını görüyoruz.

MSN ilk arayüz




8- Youtube

Youtube video paylaşım sitesi olarak 2005 Şubat' te eski 3 PayPal çalışanı atarafından kuruldu. Peki Youtube' a yüklenen ilk video nedir biliyor musunuz? ' Me at the zoo' başlığıyla kuruculardan Jawed Karim'in San Diego Hayvanat bahçesindeki görüntüleri. Bu video 23 Nisan 2005 yılında yüklenmiş ve hala sitede görülebilir. Youtube'ın ilk tasraımı oldukça sade ve boş denilebilir. 2012 yılındaki tasarımına gelince sitenin çok daha sosyal bir site olduğunu görüyoruz yeni özelliklerle, aynen Facebook gibi.

Youtube'ın ilk arayüzü





9- Flickr

Flickr 2004 Şubat ayında Ludicorp tarafından yayına alınıyor. Flickr' in ilk versiyonu eş zamanlı foto payalaşımlı, çoklu sohbet odalarına fokuslanmış ve adı da FlickrLive. Flickr' da, 9 Nisan 2008' de 90 saniyelik ve 150 MB boyutlu video paylaşımına başlandı. 2009' da Hd kaliteli videolar paylaşılabilir oldu.  Yine aynı sene ücretsiz kullanıcıların kullanımına normal çüzünürlüklü videolar paylaşılabilir hale geldi.

Flickr' ın ilk arayüzü 




10- Tumblr

Tumblr bir çeşit microblogging platformu olan bir wesite. Kullanıcılarına text, video, link, söz ve müzik yayınlamalarını sağlayan kısa formlu blog hizmeti. 2007 yılında David Korp tarafından kurulan Tumblr' a ilk olarak 75 000 blogger eski bloglarını değiştirerek geçiş yapmış.  Tumblr şu an 3 milyonu aşan bir kullanıcıya sahip. 

Tumblr'ın ilk arayüzü





10 Ağustos 2012 Cuma

Amerikadaki Okulumdan Bir Gün

Bugün okulumda 'International Cultural Fest' vardı. Daha çok Filipinli ve Hintli arkadşlarımızın katılımıyla çok eğlenceli, komik ve dolu bir gün geçirdik.

Festivalin amacı bir arada öğrencilik yapmanın dışında pek fazla ortak yönü ve ilişkisi olmayan öğrencileri kaynaştırmaktı. Büyük ölçüde de başarılı olundu. Zira bu organizasyon için bazı öğrenciler haftalar öncesinden hazırlık yaptığından onlar için kaynaşma daha had safada olmuş olabilir.





Bense daha ziyade gözlemci konumundaydım. Gözlemlerinden biri de insanların birbirine destek olma biçimiydi. Mesela Brezilyalı bir arkadaşımız 'Talent Show' kısmında bize samba yapacaktı. Öncesinde 'Şimdiden özür dilerim pek bilmediğim halde size göstermek için bu dansı yapıyorum.' diye bir açıklama yaptı. Bütün izleyiciler onu yüreklendirmek için bir alkış kıyamet... İnsanların bu şekilde birbirine destek vermesi çok özel ve güzel. Bu Amerika gibi milyonlarca immigrant olan bir ülkede ayrıca önemli bir konu. Azınlıkta ve burada bir şekilde çalışmak için tutunmaya çaba sarf eden, kimi kimsesi olmayan ama ülkesindeki durumuna kıyasla burada zengin olduklarını düşünen bu insanlar için bu aktivite bile o kadar değerli görünüyordu ki. Onların bu mutluluğunu izlemek de beni ziyadesiyle eğlendirdi.



Birkaç fotoğraf ve 3 video çektim. Görüntülerden anlayacağınız üzere ses kalitesi ve ortam gereği çok profesyonel bir organizasyon yoktu ortada ama onlar güldüler, güldürdüler, eğlenip saygılı bir şekilde farklı kültürlere ve dillere kucak açtılar.








8 Ağustos 2012 Çarşamba

Kent ve Bayram Reklamı 2012

Kent, yaklaşık olarak son 5 yıldır eski bayramlara atıfta bulunan, bayramda büyüklerle birlikte olmanın önemini vurgulayan reklam filmleri izliyoruz.

Kent bu bayram da yine yapmış yapacağını, insanı ağlatacak kıvama getirdiği anda bir tebessümle filme noktayı koymuş.

Bu reklamları kabak tadı verdi artık diyerek izleyenler de olabilir ama bence bir çeşit sosyal sorumluluk anlayışıyla sergileniyor sanki. Her reklamında herkes kendi hikayesine göre bir anlam bir ders çıkarıyor diye düşünüyorum.

Kent' le ilgili yaşadığım marka ilişkisinde olumlu bir ivme olduğunu kesinlikle söyleyebilirim bu reklamlarıyla ki ürünleri de birçok markaya göre çok daha lezzetli ve kaliteli bence.

Umarım bu reklamlar mesajı yerine ulaştırıyor ve işe yarıyordur.

Ve umarım siz bu bayramda da güneye ya da Egeye akın etmek yerine son birkaç yıldır görmediğiniz büyüklerinize koşarsınız. Şimdiden bayramınız kutlu olsun...

6 Ağustos 2012 Pazartesi

Times Square' da Star Wars Çılgınlığı: Star Wars The Old Republic Flash Mob

Geçen gün yazdığım yazıya tepkiler, izlenme rekorları yağa dursun, bu kadar ilgiye karşılıksız kalamayarak Star Wars müptelalarının bayılacağı bir Flash Mob örneği sunayım bari ben de dedim. 

STAR WARS The Old Republic video oyunun lansmanı için muhteşem bir yol seçilmiş. Mekan da her gün onlarca farklı ülkeden, binlerce turistin ziyaret ettiği Times Square... Aslında bir bakıma tursitler kmlerce ötelerden buralara gelirken Jedi şövalyeleri, Jedi konsülleri, Sith savaşçıları, Sith sorgucuları, Smugglerlar, Süvariler nam-ı diğer Trooperlar, İmparatorluk ajanları, Kafa avcıları da bu gösteri için milyonlarca ışık yılı uzaklardan gelerek onlara bu sürprizi hazırlamışlar.

Mesaj açık 'Tarafını Seç!'. Konsept muhteşem, iş ve oyunculuk kesinlikle başarılı.

Daha ne olsun...

   

--------


 


Bu da Peru' dan başka bir kampanya için yapılmış Star Wars temalı bir bir Flash Mob örneği...

4 Ağustos 2012 Cumartesi

Flash Mob Dediğin...

Pazarlamacıların, reklamcıların, hele bir de sosyal medyacıların bayıldığı şey Flash Mob! TR'de yapılmaya çalışıldı birkaç kez. Hepsinin sonu da hüsranla dolu. Hüsranı boşverelim sadede gelelim derseniz buyrun efendim 3500 kişinin katıldığı NY' den bir Flash Mob örneği!


 

2 Ağustos 2012 Perşembe

Ülkü' nün Ardından...

Dün Ülkü' yü kaybettik.

Bütün konferansların da gençlerin ATATÜRK'e olan büyük ilgisinden övgü ile bahsediyordun ya Ülkü Adatepe..
Söyle onada..
Bize anlattıklarını ATATÜRK' e de anlat Ülkü Adatepe...
Çocukluğunda nasıl gözlerine bakıp ellerinden tutabildiysen ATATÜRK'ün gine tut ellerinden söyle ona...
Milyonların hala izinde olduğunu söyle Ülkü Adatepe!
Nasıl ki bir evladını kaybettiyse, üzüldüyse ATATÜRK, söyle ona milyonlarcasının hala yaşadığını söyle.
Söyle ki üzülmesin Ülkü Adatepe!
Bak onun gök mavisi gözlerine "Beni hatırlayınız demiştin ya hani baba, bak unutmamışlar de Ülkü Adatepe!
Huzur içinde uyu dünyanın en şanslı çocuğu..

(İbrahim Burak Çetinkaya)

Ulus ülkümüzü her şeye rağmen kaybetmemiz dileğiyle...


Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...